Kalem
Her halükarda dostumuzdur kendisi
Kağıda dökendir kara düşüncelerimizi
Koyu mürekkebiydi duygularımızın tarifi
Asla olmazdı ne gündüzü ne de gecesi
Uyanırsın insanın elinde
Dile dökersin söyleyemediğimizi
Kelimeler ezberinde
Öğretirsin yanımıza bilmediğini
Mektupta kavgaya barış dersin
Savaşlar halledilir ordusuz
Gazetede haberdar edersin
Kağıtta yazı olarak buluruz
Ama artık unutur olduk biz seni
Yerini aldı teknoloji esintisi
İnsanlar senin değerini unutsa da
Sen bizim yoldaşımızsın hala
Belki ama bir zaman
Kaybolacak bu dünyadan
Tarihte önem kaplayan
Geleceği de mi imzalayan
Kalem
Ölmeden Önce
Her akşamki gibi tekrar başladı bu hissiyat!
Ölmeden önce son sözlerim bunu dikkate al,
Başka bir hayatım olabilirmiydi başka bir hayal,
Özgürlükler hapishanesinde başlamıştı büyük yalan.
Farklıyım ben sanki kırmızı bir papatya,
Yaşamıyorum bu nasıl bir hayat ya?
Her gün aynı şey uyu uyan örnek al,
Ani bir acıyla soğuk bir morgda kalakal.
Yalnız başına kimsen yok orada,
Kulaklarını patlatacak sessizlik kesiliyor bir anda,
Doktorlar yanında,ölüm saatin yazılıyor boş bir kağıda,
Sonsuz yalnızlığım erken geldi bunu hatırla.
Ne kadar sonra kabulleneceksin öldüğünü,
Seni hatırlayan son kişinin gömüldüğünü,
Senin için kaç kişinin üzüldüğünü,
Belkide öldüğün için dost sandıklarının güldüğünü.
Bu gün çare gelmen . Birkan Çakır
Bu gün çare gelmen .
Göçmen kuşlar gibi.
Kuş tüyü gibi savrulsan keşke kollarıma.
Derdime dert ol ama gel.
Nefsim olsan terbiye edemem seni belki ama kalbimsin.
Yaşamöyküm kır çiçeğim.
Avlum sana ayrık.
Bu gece gel .
Bozyeli ak yap da gel.
Bu gece gel semaya savrulsun bel bel saçların.
Ak suraların serinliği ile bu gece gel.
Birkan Çakır
-NE ZAMAN -
Biz ler değilmiyiz toprağın kokusu nu seven ,
Kucaklamak yerine korkan ve vaz geçen .
Dolusu variken ,
Boşu kucaklayan .
Aşkı bulduk tamam da ,
Elimize yüzümüze bulaştırmadık mı ?
Sıra nede peki ?
Cennet i istiyoruzda , Ne yaptık tatmak için ?
Yaz mürekkep yaz !!
Bulaş sayfalara lekeler bırak !
Bende tükeneceğim senin gibi .
Yanlış yaşadım belki demi ,
Yaz kalem yaz !!!
Günn yeniden doğacak .
BİRKAN ÇAKIR
Günlük söz
Bir isim uzağız bilinmeyene .
Bir gözümüzü kapatırsak öğrenebiliriz belki de..
Birkan Çakır
-EN ACISIDA BUDUR YA-
İki dudağının arasına saklansa hayat ,
Yanaşmam artık ,
Küllerimi saçarım bulutlara ,
Bir kuyruklu yıldıza saklanırım ,
Bir araç gibi süzülürüm evrenin dört kanadında ,
Dünya dediğin bu diyara adımımı daha atmam .
Herkezin kölesi olduğu üç harf bu ise eğer ,(AŞK)
Var olmamayı dilerim Tanrıdan ,
Damağıma yapıştı ise adın bir parazit gibi ,
Seni başkasının bakışlarında bulamam .
Farklı güneşleri izlerim hiç olmadan ,
Yalnızlığı dizerim beyaz bayraklara ,
Seni bu yola katmam..
Merhamet arıyorsam sıcak bir avuç içinde ,
Anama uzanır ellerim .
Ve sensizde mutlu olabilirim ,,
Bu yolu yanlız bitiririm.
Çıkmıyorsan aklımdan ,
Kestirip atamam belki kaderim bu değip .
Unutamam belki seni galaksinin dört köşesine de adını nakış ederim ,
Özür dileyemem istersen kusurada bak ,
Benim için sadece artık bir isimden ibaretsin ,
Umarı adını başkasın bedeninde duymam artık ,
Gözlerim dolar .
Gerçekten kaybetmiş derim ,
Ve şunu da unutma yanımda olmasanda ,
Unutmam belki ama arada bir seni hatırlaya bilirim .
En acısıda budur ya ,
Seni sen olmadan da sevebilirim.
Birkan Çakır
Bana uyanırsın
18 Temmuz 2020 Cumartesi
05:27
Bir gün bana uyanırsın
Reçeteni keserler, tutuklusun
Parolanda sular akar, iyi misin
Belki bensiz uyurken de huzurlusun
Bir gün karanlıktan korkarsın
Beni ararsın, yalnız kalırsın
“Konuş sevgilim konuş” der ve
Eski bizi bulursun
Biz olup
Bizi ararsın
Dinle beni
18 Temmuz 2020 Cumartesi
05:32
Ben sabaha kadar konuşurum
Sesime beş dakikalık sözleşme yap
On beş dakikadır sarhoşum
Şuursuzum, hadi sen de bize tap
Dinle beni zihnin uyuşsun
Sen gene yalnızlığında beni bulursun
Çok kalabalık ve soğuksun
Memleketinin yağmurunda bir kap su
Dünya karanlığında bin hap su
Sensizlik ne de garip bir şey
Hep varmıydın ki sen, şimdi yoksun
Biz varmıydık hep, bizden yoksun
Şiirler mi sıktı seni artık toksun
Ninnisiz gecelere uyursun
Ben hala küçüğüm
18 Temmuz 2020 Cumartesi
05:37
Sen gecelerden korkmasan da artık
Ben hala küçüğüm, bize sadık
Göğsün yok bana yastık
Hangi hece de kaldık
Söylesene
Sen şimşekleri sayamazdın
Ben şimşeklerle savaşırdım
Yağmur damlasında masum kızdın
Gecenin dördünde bana yazdın
Rüyalarında beni sardın
Gecen karanlık değil artık
Beni karanlıklara saldın
Oysa ben karanlıktım
Kendimden korkar oldum
Uykusuzdum
Uykum vardı hep
Uykusuzum
Uykum kalmadı pek…
İstemedin
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:02
Seslerin vardı, onlarca, binlerce
Sana küfür eden, sana yol gösteren
Seni yoldan çıkaran, sana kötü gelen
Sana iyi gelen seslerin vardı
Biraz alışmıştın onlara, yalnızlık gibi
Ben geldim sonra, küstüler sana
Ben gelince hiç olmadığı kadar sessizdiler
Seslerdi onlar ancak ben gelince işlevsizdiler
Bir şey oluyor bana, anlamlandıramıyorum
Dönüyor dünya diyorlar, dönmese keşke
Dursak bir yerde sonsuza dek, seninle
Yalnız kalmak istemiyordun
Alıştığın yalnızlıktan kurtulmak için bana
Sevdiğin insana, ruhundan parçaya
Uzanıyordun, ne de güzel uzanıyordun
Bir süre geçti, çok kötü oldum
“Yalnızlığa alıştım ben.” dedin
Benimle yalnızlığı bozmak istemedin…
Acaba niye?
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:06
Beni yalnız bırakma diye
Yalvardım öykülerle
Benim kafamı karıştırma
İstedim senden
Acaba niye?
Kötü düşünmek istemedim
Hep iyi olsun istedim
İyi şeyler olsun ki
Bizde iyi olalım
Olmadı
Hep ittin
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:09
“Seni kaybetmekten korkuyorum.”
Dedin bana hep
Bir gün geldi
“Kaybetmek için elinden geleni yaptın.”
Dedim sana
“Seni kaybetmekten korktum hep.”
Dedin ve izin verdin gitmeme
Gitmedim, gitseydim ölecektik
Gidemedim, değişemedim
Aşkımı öldüremedim
Ama unutma
Bir yerden sonra beni hep ittin
Asıl giden sendin
Beni değil, kendini kaybettin
Boşluk
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:13
Yaşamak öyle zor geliyor ki senden sonra
Gerçek misin diye soruyordum sana
“Çıldırıyorum”
“Ben de”
Tutku, aşk, özlem, heyecan
Gerçek mi bu yaşadığım şeyler?
Komadamıyım yoksa?
Ölsem uyanır mıyım?
İstiyorum bunu
Uyanayım
Hayat standartlarımı öyle bir değiştirdin ki
Hiçbir şey anlam ifade etmez oldu
Senin yüzünden demek istiyorum
Değer verdiklerim değerini yitirdi
Ben değerimi yitirdim
Öyle bir girdin ki hayatıma
Hayatımın merkezine koydum seni
“Önce sistemin bir parçası ol
Sistemin içinde büyü, ihtiyaç duyul
Sonra çık sistemden, herkes seni arasın”
Öyle bir şeydi bu herhalde
Ruhumu seninle hissettim ben
Sen değiştin, ben eksildim, sen gittin
O sözlerin bir bütün yapardı beni
Davranışlarınla eksilttin
Şimdi koca bir boşluk var içimde
Işığının gölge oluşturamadığı
Sensizken canımı yakan
Seninleyken ortaya çıkan
Öyle bir boşluk
Yara
18 Temmuz 2020 Cumartesi
06:34
Kimin aklına gelirdi ki?
Tüm yaralarını saranın
Seni en büyük yaraya hazırladığı?
Acı Gerçekler
Açık olacağım
Bana ne oldu bilmiyorum
Nerede o tutku dolu adam bilmiyorum
Tedavi diyorlar buna
Ben kendimden oluyorum
Hissetmek güzel bir şey belki de
Anlatmakmış benim olayım
Şiirlerim hislerimden gelmiyormuş
Duygularım düşünceymiş meğer
Hissetmiyormuşum
His dediğim şey ilüzyonmuş
Şimdi ilaçlarla kör olmuşum
Hislerime nankör olmuşum
Beynim bi bavul gibi
Tıka basa dolu
İçinde binlerce
Yüz binlerce cevapsız soru
Onlarca şüphe ejderhası
Tilkilerden meclisler
Anlatılmamış hikayeler
İçine içine atılmış
Acı şeyler
Beynim bi davul sanki
Çalıyor sürekli, sessiz sessiz
İçimde bir çığlık var
Yankısı algımı aştı
Bağırıyorlar
Sisli sisli
Şimdi körüm
Nankörüm
Acı veriyor bana yaşamak
Yaşamak demiyorum ben buna
"bir canlıya antidepresan vermek
Onu yaşarken öldürmektir" demişti
Arkadaşın biri
Yaşamak demiyorum ben buna
Başka çare yoktu
Düştüm bu çukura
Acı vermiyordu hissetmemek
Farkına varana dek
Şimdi acı veriyor hiç olduğunu bilmek
Hiç olmak
Hislerimi kimden satın aldım
Bilmiyorum hangi rüyaya daldım
Bilmiyorum kaç tane koyun saydım
İnsandım ben, gerçek bir insandım
Şimdi hissetmiyorum
Şiir okumaktan korkuyorum
Bencilce bir tutum, biliyorum
Kalemimden üç beş şey çıkıyor
Belki bilincimin altından çıkan tozlardır
Bunlar belki haykırışların fısıldanışıdır
Depresyondayım, bahanem hazır
Acı bir gerçek var olmak
Acı veriyor muydu ki yok olmak?
Acı bir gerçek mi hissiz yaşamak?
Hissiz yazmak?
Gök düştü
Bak yağmur yağıyor
Hiç gitmeyecekmişsin gibi sevmemi istedin
Damla "tıp" düştü
Yağmurdu ismi, güzel bir düştü
Papatyanın İngilizcesi oldu sonra
Olsun, sen de değiştin
Gitmeyecekmişsin gibi seven şaşkın bendim
Ama kızıyorum sana, sen öyle sevdirdin
Gök gürüldüyor, midem gibi
Ağrılarım geçti senden sonra
Doktor "psikolojik" dedi
Kasvet gökyüzüme üşüştü
Evet benim gökyüzüm
Onu var eden bendim
Benim var eden gözlerim
Gözlerim olmasaydı gökyüzü olur muydu
Benim dünyamda olmazdı
Sevgi de benden geliyordu
Onu var eden bendim
Seni ölümüne seven yegane bedendim
Yağmurlar yağıyor
Camlarda damlalar dövüştü
Özlemiştim eylülü
Tam bir sene olmuştu
Hatırlayalı katilimi
Güneş yok odam karanlık
Içim aydınlık
Ve benim odamdan yükseliyor binalar
Yükseliyorlar aşkla dolu buluşlar
Yükseliyorlar sensiz kuruluşlar
Ve benim kafamda ki meclise
Antidepresan darbe yaptı
Meclisi dağıttı
Ne de güzel dağıttı
Kafam senin kadar güzel
Sevgi benden di
Bedava gidendi
Kimse kıymeti bilmedi
Kazan istedim
Belki de değer
Gök düştü
"laps" dedi
Leğen
Leğende yıkandığım zamanları hatırlıyorum...
Ne güzeldi.
Sobada ısınmış su, kaynar olurdu.
Leğen maviydi, salonun ortasında dururdu.
Dalin kokmadım hiç, sabun gözümde kururdu.
Isınamadım sensiz ben, göz yaşlarım kururdu.
Su tenimde soğurdu.
Tırnaklarımı keserdi annem.
Kese yapardı bana.
Parmaklarımın ucu kan olurdu.
Tenimden siyah kir çıkardı.
Derim soyulurdu.
Ne de güzeldi o su.
Tenim de soğurdu.
Ne de güzeldi sabun kokusu.
Köpük gözümü vururdu.
Gözümü bulurdu.
Sıcak olurdu su, tenim de soğurdu.
Kaynar diye ağlardım, gözümün yaşı bağrımı yakardı.
Tırnak makası dururdu.
Onu beklerdim, gölgesi kocaman olurdu.
Parmaklarımı keserdi, canım yanardı.
Dünya dururdu.
Dışarıda yağmur yağardı.
Yağmur bitince annem yağmur kesildi derdi.
Sular giderdi, sular kesildi derdi.
Elektrik giderdi, elektrik kesilirdi.
Kocaman bir bıçak dünyanın ortasında dururdu.
Elektriği keserdi.
Gökyüzünde dururdu.
Yağmuru keserdi.
Suyu keserdi.
Sular dururdu.
Ne de yağmurlar yağardı, seller kudururdu.
Selde kaybolmuştu terliğim.
Eşi çöpü bulurdu.
Bulut olurdu gözlerim.
Yer yüzü olurdu o eski halı.
Duvarda dururdu gece lambası.
Gece lambası olurdum.
Uyurdum.
Tırnak makası kanımı akıtırdı.
Annem kese yapardı.
Lifimiz yoktu.
Ama sabun gözümde dururdu.
Sabundu.
En güzel koku sabundu.
Çocuktum.
Annem günde 2 kere yıkamıştı beni.
Balkonumun karşısındaki araziye ateş atmışlardı.
İs olurdu üstüm, annem sinirden kudururdu.
Anneme bağırırdım.
"Anne!" derdim balkonda dururdu.
"Reçelli ekmek at!" diye bağırırdım.
O ekmek nerede şimdi.
Şimdi olsa karnımı doyurmazdı belki.
Belki gözümü doyururdu.
Güneş gökte dururdu.
İnşaatta amcalar küfür eder dururdu.
İlk helikopter gördüğüm günü hatırlıyorum.
Helikopter kocamandı.
Kepçeleri izlerdik.
Üstüm batardı, annem vururdu.
Terlik fırlatırdı, ona sarılırdım.
Terlik dudağımı kanatırdı.
Dudağım annemin olurdu.
Öperdi geçerdi.
Şimdi kalbime hançerler yiyorum.
Öpülecek gibi değil.
Ölümün önüne eğil.
Her rüyada ölürdüm.
Yaşarken değil.