Kahramanlığın ilk şartı
Hırsdır belirleyen kahramanı;
Ne altın, ne celal taşır zamanı.
"Oku!" bilinen ilk Allah'ın buyruğu,
İnsan evladı, boş hafızadır hayatın yoksunluğu.
Bulunmayan, mevcut olmayan nesne, kimse vb., var karşıtı
Hırsdır belirleyen kahramanı;
Ne altın, ne celal taşır zamanı.
"Oku!" bilinen ilk Allah'ın buyruğu,
İnsan evladı, boş hafızadır hayatın yoksunluğu.
Aşıkların sonmaz taze gülleri.
Yalnızlık kalmış bana bu günden beri.
Yokluğunda değerlendirdim kaderini,
Bir sonraki nefesimi beklediğim gibi.
Ömür olarak sayılırmı, bilmem.
Bildiğim sadece, seni beklerim didem didem.
Çok sevmiştim seni en çokta gözlerini
Güveniyorum sana diyordun bana döküyordun içini
O gün geldi küstün bana,istemedim incitmek
Seni beklemek ve imkansızı düşlemek
Güzel günler geçirdik hep yanyanaydık
Sen üzüldüğünde hep ben yanardım
En yalnız anlarımda hep seni hatırladım
Bu hayata tek tutunamadım
Psikolojim bozuldu artık istemedim beklemek
Boş odamda yaptığım tek şey iç sesimi dinlemek
Elimden gelen tek şey barışmayı istemek
Bir parçam daha yok oldu yapacağı şey dönmemek.
Her akşamki gibi tekrar başladı bu hissiyat!
Ölmeden önce son sözlerim bunu dikkate al,
Başka bir hayatım olabilirmiydi başka bir hayal,
Özgürlükler hapishanesinde başlamıştı büyük yalan.
Farklıyım ben sanki kırmızı bir papatya,
Yaşamıyorum bu nasıl bir hayat ya?
Her gün aynı şey uyu uyan örnek al,
Ani bir acıyla soğuk bir morgda kalakal.
Yalnız başına kimsen yok orada,
Kulaklarını patlatacak sessizlik kesiliyor bir anda,
Doktorlar yanında,ölüm saatin yazılıyor boş bir kağıda,
Sonsuz yalnızlığım erken geldi bunu hatırla.
Ne kadar sonra kabulleneceksin öldüğünü,
Seni hatırlayan son kişinin gömüldüğünü,
Senin için kaç kişinin üzüldüğünü,
Belkide öldüğün için dost sandıklarının güldüğünü.
Basamak basamak hayat,
Şu an meçhul aşk, varla yok arası,
17 ye vardım bile 18 i isterken,
20 lik anasonu kokladım 21 de ,
Yanlızlık hoş,
Hiç bir broş'u yok zamanın bana,
Aynalarda çizğiler, ak saçlar,
Renkler cansızlar,
Zorluklar savaş istiyor ,
Ben kuvvett,
Yüreğin yokmu sevmeye ,
Ben titreye titreye ,
Hayatmı ?
Neredennn nereyeeeee....
BİRKAN ÇAKIR
Artık dik duramıyorum ,
Alkışla kendini bu sanatın sahibi sensin,
Aşk kime ne sundu bu güne kadar,
Benim sayfalar dolusu yanlızlığım var..
Kim suçsuz olamasına rağmen özür diledi senden?
Kim hem iğneyi hem çuvaldızı kendine sapladı?
Benim dışında kaç kişi sana farklı olabilme şansı verdi ?
Ellerimde kuvvet kalmadı sana bir çiçek suna bilmek için,
Son kez sevebilmek acizlerin işidir..
Zaman sana aşkı gösterir ,
Zaman sana sevmeyi öğretir.
Zaman sana yanlızlığı sunar...
Zaman sana olabilecekleri değerlendirmek için işaretler verir,
Batan geminin malları sizlere sesleniyorum,
Seve bilmek adam olanların işi ,
Ve bir sabah sizlerde uyanırsın uykudan,
Masalını yazdığınız kadın veya erkek yanınızda yoktur.
ana kalan tek şey yazdığın satırlardır toplarsın bir araya. Bir söz verip tutamamak gibi bir ağırlık çöker üstüne... Yalnız yazdığın satırlarla kalırsın bir başına...
O zaman anlarsınız aslında ..
Birkan Çakır
Ben hiç mutlu uyanamadım
senden sonra,,
Kıştan bir beklentim kalmadı,
Yazı istedim...
Yaz bitiyor neredesin ?
O papatyalar da yalancıymış bu arada,
Hiç sevmemişsin...
Adına dolan sayfalar dışında ,
Ruhuma dolan sensizlik var..
Birde o cafe ye uğrama,
Çayı da bozmuş bizden sonra..
Anlayacağın tadı tuzu yok buraların .
El- veda etti bile çoktan ,
Ben yıllardır bizim için buradayım .......
Birkan Çakır
Kızmana gerek yok papatyalara ,
Sen fallara inanma yalancı olan onlar aslında,
Birkan Çakır
Gelesim yok kendime ,
Çok uzağım zaten ,
Söz etme boşver ,
Şarap yıllandıkça güzel,
Benim aşkım medcezirlerde erdi gitti ,
Geriye ben ve 21 hiç olmuş yıl kaldı ,
Sevesim yok insanları üzerime gelmeyin ,